Elektronik cihazların kullanım oranındaki artış ciddi boyutlara ulaşmaya başlayınca ve ister istemez hayatımıza dahil olunca onlardan uzakta yaşamak gün geçtikçe zorlaşıyor. Bu cihazları belirli bir ihtiyaç ya da mecburiyet dahilinde kullanabilirsiniz. Ancak belirli dönemlerde onlardan uzak kalmak hem psikolojik hem de fiziksel sağlığımız açısından çok olumlu olacaktır. Bu anlamda kişisel
Dijital dünya git gide büyüyor ve farkında olmadan bizim dünyamızla iç içe geçiyor. Bu dünya bize hep yarar mı sağlıyor dersiniz? Neden olduğunu bilmediğimiz stresli ya da depresif hallerimiz etrafımızı saran dijital cihazlardan olabilir mi? Peki elimizdeki bu cihazlardan gün içerisinde yeteri kadar uzak olabiliyor muyuz? Bağımlılık, bildiğiniz üzere, sadece
Artık “ekranlar çağında” yaşıyoruz. Televizyonlardan, bilgisayarlara, cep telefonlarından küçük ev aletlerine kadar hayatımıza bir şekilde dahil olmuş birçok cihazı dijital ekranlar yardımıyla kontrol ediyoruz. Etrafımızda bu kadar ekran varken ve biz bunlar ile uzun süreler halinde ilişkideyken sağlığımız bundan ne derece etkileniyor? 2 yıl önce ABD’de yapılan bir araştırma yetişkinlerin günde
İşlerimizi yürüttüğümüz, günümüzün büyük bir bölümünü geçirdiğimiz çalışma alanlarımızın düzeni verimlilik üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Fiziksel olarak iyi tasarlanmış bir ofis, çalışanların yaratıcılığını ve üretkenliğini doğrudan etkiliyor. Bu da belki daha az efor sarf ederek en fazla verimi almayı sağlıyor. Bunun yanında iyi düzenlenmiş bir ofis orada çalışan kişilerin
Yakın zamanda birçok ülkede geçilmesi planlanan yeni nesil internet teknolojileri daha hızlı internet bağlantısı sağlayarak hepimizin hayatını kolaylaştıracağı iddia ediliyor. Peki hayatımızı kolaylaştırdığını zannederken aslında bizi bir yok oluşa doğru mu sürüklüyor? Yeni frekanslar zararlı mı değil mi? Gelin buna daha yakından bakalım; Nedir bu yeni frekans? Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, yeni nesil internet
Size sıklıkla yeni cep telefonu frekansları ve oluşması muhtemel kısa ve uzun vadeli sağlık risklerinden bahsetmeye gayret ediyoruz. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın 2011 yılında radyofrekans radyasyonunu potansiyel 2B kanserojen olarak sınıflandırmaya başladığını biliyoruz. Bunun yanında beyin tümörleriyle ilişkisi olabileceğini ortaya koyduğunu da ekleyelim. Yeni frekans teknolojileri ne durumda? Ülkemize resmi